YENİ NORMALDE FRANCHISING
Yeni normalleşme dönemi, sürekli konuştuğumuz fakat yaşamımıza ve işletmelerimizde nasıl uyumlayacağımızı düşündüğümüz dijitalleşmenin, bizleri bir anda nasıl içine çektiğini ve hızla işletmelerin dijitalleşmeye uyarlandığını gözlemlediğimiz süreç oldu. İşletmeler açısından yaşadıklarımız yeni normalleşme dönemi nasıl yönetilecek, nasıl geliştirilecek derken, küresel ekonomide yaşananlar, markalarımızı, yeni dünyanın beklediği, iktisadi ve siyasi analizlerin, modellerin, değişmesi ve güncelleşmesi ile, yeni normalleşme şartlarına uygun, stratejiler geliştirmesine yönlendirdi. Bu bir anlamda özellikle tüm franchisee işletmeler açısından, işletmelerimizin adını, vizyonunu, yönetilebilirliğini ve güvenilirliğini, sağladığı avantajları ile hızla uyum sağlamaya yönelik fırsatlardan yararlanabilmemiz için de yeni yol haritamızda dijitalleşmenin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Tüketicilerin satın alma kararları, yeme içme alışkanlıkları, dijital kaynaklardan yapılan satışların artmasına, ödeme araçlarının kredi kartı tercihlerindeki değişim oranındaki artış daha önce tereddütle bakılan temassız kart kullanımındaki yaygınlaşma, bizlere yeni normalleşme sürecine yönelik koşullar ve fırsatlar ile ilgili, yeni ticaretin temel taşlarının sinyallerini verdi. Aslında bu sinyaller, yalnız alışkanlıklar değil yaşam tarzının da değişimi ile şekillendireceği, işletmeler açısından, yeni konsept tasarlanmasına kadar tümüyle değişeceğini gösterdi.
YALNIZ ALIŞKANLIKLAR DEĞİL YAŞAM TARZI DA DEĞİŞTİ!
Evet değişik yazılarımda dile getirdiğim gibi, bu mesajları doğru alıp hızla hayata geçiren işletmeler, bilgi dağarcığında bu tip belirsizlikler yer almasa bile güçlü yapıları, sistemleri ile süreci, doğru adımlar atarak açtıkları güncel yeni sayfalar ile sürdürdüler. Yeni normalleşme süreci devamında yaşanan enflasyonist baskı, satışların günümüzün yeni koşulları benzerlerini hiç bu kadar deneyimlemediğimiz bir sürece girmesine neden olsa da franchising sektöründe yer alan markaların, diğer işletme modellerine göre bu süreci yönetme de birçok adım önde olduğunu gözlemledik.
Bilindiği gibi franchisor’lar genelde üç nedenden dolayı franchisee vermeyi düşünürler: Büyüme ve gelişme isteği, güçlü satın alma gücü yaratma, yerinde sağlanan yönetici ve eğitilmiş iş gücü. Öyleyse, markasını bu dönemde de büyütmek için en önemli bileşenin, güçlü satın alma fırsatları yaratmak, verdiği eğitimler doğru iş modeli ile her işletmesinde, yeni yatırımcılarına oluşturmuş olduğu yönetim ve işletme gücünü kullandırmak olduğunun bir kez daha altını çizmeliyiz.
Yeni normalleşmede franchise markalar için en çok dikkat edilmesi gerekenler konuları; finansal ve yönetim becerisi, güvenilir esnek nakit akışı ve markamıza duyulan güven ve beğeninin korunması olarak özetleyebiliriz.
Marka sahipleri bu son aylardaki enflasyonist oynaklık sebebi ile her türlü maliyeti dikkatli analiz etmeleri gerekirken, bir yandan markalarının standartlarını koruyup, diğer yandan birim düzeyinde performansı artırmak için çalışmalıdırlar. Maliyetlerin daha iyi kontrol altına alınabileceği alanları belirlemek için daha derin işletme denetimini tercih etmeli kontrol mekanizmalarını sorgulamalı gerekir. Bir ürün tedarik incelemesi, tasarruf fırsatlarını ortaya çıkarabilir. Ancak, kısa vadeli kazanç için uzun vadeli taahhütlerde bulunma konusunda dikkatli olunması gerekir.
Franchise vermeye hazırlanan markaların, gelir tarafına dikkatli bir bakış atması mevcut gelir akışlarını artırmak veya yenilerini geliştirmek için sürdürülebilir yolları incelemeleri gerekecektir. Bir markaya yatırım yapmak isteyen franchisee’ler, dikkatlice planlanmış bir sistem talep edeceklerdir. Franchise verenlerin, günümüzde oluşan enflasyonist finansal oynaklıklarda alternatif gelir akışlarına izin verilip verilmeyeceğini veya gerekli olup olmayacağını, geçici mi yoksa kalıcı mı olacağının da analiz edilmesi gerekecektir.
Güven faktörü, bir markanın sosyal medyada paylaşılan gerek müşteri eleştirileri gerekse marka paylaşımları ile ilgili bilgilerden, verilen mesajlardan çok fazla etkilenir. Bu nedenle, bu mecralar sürekli izlenmeli ve geliştirilmelidir. Markaların, hizmet verdikleri topluluklarla olan ilişkilerini, müşterilere uzun süre hizmet etme taahhütlerini ve topluluk desteğine olan minnettarlıklarını göstermek için sosyal medya etkin kullanılmalıdır.
Finansal planlama, gelir yaratma ve güven oluşturmanın giderek daha önemli olan yönlerine odaklanmak için, zaman ayıran markalar ve franchisor’lar için beklenti, sadık bir müşteri tabanı oluşturmaya devam etme becerisinin yanı sıra, iyi hazırlanmış bir işletme konseptinin franchisee ailesinin bir parçası olmak isteyen yeni yatırımcı adayları için açık, tercih edilen ve artan bir istek yaratacak yönde olmalıdır.
Güçlü ve gelişime ayak uyduran markalar ve franchising sektörü için, fırsatların hiçbir zaman bitmeyeceği yeni bir dünya ve yaşam koşulları bizleri hep farklı arayışlara yönlendirecektir.